24 Nisan 2011 Pazar

BOTAŞSPOR FİNAL YOLUNDA


               Türkiye'de spor denince akla ilk olarak futbol gelmektedir. Oysa  Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da basketbol çok sevilen ve geniş bir izleyici kitlesi bulunan bir spor dalıdır.1900'lü yılların başından  beri ülkemizde oynanan basketbol son yirmi yılda futboldan daha çok ilerleme kaydetmiştir.
                Botaşspor;gençlerin spora olan ilgisini izleyici düzeyinden ileriye taşımak spor sevgisini yerleştirmek ve gençlerimizin hayatında fark yaratabilmek için yirmi yıldan bu yana sosyal sorumluluk işlevini başarıyla yerine getirmektedir.Gençlerin fiziksel ve sosyo-kültürel gelişmesinde katkıda bulunmak ve sportif yatırımların sosyal sorumluluk bilinci içerisinde çağdaş gelişmelere uygun olarak geliştirmek ve yaymak Botaşspor'un ana misyonu olmuştur.
              1984 yılında Yumurtalık Botaş petrol dolum tesislerinde çalışanların ve çocuklarının spor yapmaları amacı ile kurulan Botaşspor Kadın Basketbol Takımı 1989 yılından itibaren birçok başarıya imza atarak yöremizde ve ülke genelinde genç bayan sporculara ve spor kulüplerine rol model  olmuştur.Rol model  (public figure)denilen özellik  sporda gençleri hedef kitleleri yönlendirmek özendirmek için kullanılan bir deyimdir. Kadın basketbolunun geldiği nokta gözönünde bulundurulursa Botaşspor  birçok alanda rol model olmuştur.
                Hatırlanacağı gibi yakın geçmişte Botaşspor kapanma noktasına gelmişti. Altyapı organizasyonlarının güçlü olması kendi sporcusunu kendisinin yetiştirmesi spor camiası ve bölge halkından toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde destek görmesi Botaş Bayan Basketbol Takımının yaşamasında ve başarısındaki temel yapı taşı olmuştur. Gelinen nokta altyapılar okul takımları spor okulları gibi herşeyi ile tam bir spor kulübü olup bugün spor mentörleri ile çalışan oyuncularına dil eğitimi  aldıran çağdaş bir kulüp yapısındadır.
                 Dünyada ve Türkiye'de son yıllarda müessese kulüpleri yaptıkları sportif yatırımlarla sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde toplumsal gelişmeye katkı sağlamaktadır. Bir müessese kulübü olarak Botaşspor Kadın Basketbol Takımının her sezon başa oynamasında en büyük özellik kendi yetiştirdiği gençlere ve altyapıya çok önem vermesidir.Her sene A takımında enaz üç genç oyuncu bulunmaktadır.Bugün basketbol liglerinde  oyuncu ve antrenör olarak Botaşta yetişmiş birçok sporcu  mevcuttur Takım ruhu özgüven ve disiplin değerlerinin ön planda olduğu Botaşspor'da istikrar uzun yıllardır devam etmektedir.
                Spor kulüplerinin spor aracılığı ile topluma gösterdiği sorumluluğu ve sağladığı faydayı görmek gerekir.Bu manada Türkiye'de sporun gelişmesine katkı sağlayan şirketlerin ve kulüplerin biraraya gelerek ortak sorumluluk bilincini arttırmalarına taraftar gruplarının da katılması statlarda ve salonlarda şiddet olaylarının engellenmesine katkı koyacaktır.
                 Botaşspor Kadın Basketbol Takımı bu sezon  Play-Off'da yarı finale kalarak tarihi misyonuna yakışır bir şekilde başarılı olmuştur. Final yolunda çarşamba günü Adnan Menderes spor salonunda oynanacak Fenerbahçe maçında tüm Adanalı sporseverler Botaşspor'a destek sağlamalıdır.
                                                                                 Op.Dr.Ercan ATALAY
                                                                                     03/04/2011
                                                                                  

                                                                                
FUTBOLDA TÜKENMİŞLİK SENDROMU

            Futbolda sezon sonu yaklaştıkça milyonlarca taraftarı olan büyük kulüplerin başarısızlığı sevenlerini üzmektedir. En iyisini yapmaya ve sürekli başarıya odaklanmış sporcularda görülen mükemmeliyetçilik isteği sporcuyu yormaktadır.
Tükenmişlik sendromunun başlıca sebebi beklentiler ile gerçekler arasındaki uyumsuzluğun fazla olmasıdır. Tükenmişlik sendromu sporcuda kurumlarda antrenörlerde ve taraftarlarda görülebilir. Çünkü spor kazanma ve kaybetme duygularının yoğun yaşandığı rekabetçi bir ortamdır. Bu sendrom bir gecede ortaya çıkan bir durum değildir. Bununla ilgili sinyalleri doğru algılamak ve farkındalık yaratmak gerekir.
Tükenmişlik sendromu sporcuda yoğun baskı sonucu gelişebilen fiziksel ve duygusal bir çöküntü halidir. Elit bir sporcuda görülen bu durum duygusal tükenme – duyarsızlaşma ve kişisel başarı eksikliği olarak sınıflandırılır. Duygusal tükenmişlik de sporcu enerjisinin ve duygusal kaynaklarının tükendiğini hisseder. Duyarsızlaşma, duygusal tükenme sonucu sporcu çevreye sportif aktiviteye karşı duyarsız ve isteksiz olur. Tüm bunların sonucu sporcuda yetersizlik başarısızlık kendini yeterli görmeme duygusu gelişir. Başarısız olma duygusu yıpranma enerji ve gücün azalması sporcunun iç kaynaklarının tükenmesi şeklinde algılanmalıdır..
Tükenmişlik sendromunun fiziksel psikolojik davranışsal belirtileri vardır. Yoğun ve stresli bir ortamda sporcular da.fiziksel bitkinlik uzun süreli yorgunluk çaresizlik umutsuzluk duyguların yapılan sportif aktiviteye ve çevreye olumsuz yansıma görülür. Tükenen sporcuda kronik bir yorgunluk ve yetersizlik duygusu gelişmektedir.
            Sporcunun moral motivasyonunu kaybetmesi ile ilgisizlik aşırı sinirlilik yaptığı sportif aktiviteden zevk almayan daha iyisini yapabilmek için çaba harcamayan bir sporcu tipi ortaya
çıkmaktadır.
            Tükenmişlik sendromu söz konusu ise istirahat – antrenman şeklinin değiştirilmesi yüzmek değişik konularda sohbet süresini arttırmak gibi rutin dışı aktiviteler yapmak gerekir.
            Sürekli aynı başarısızlık sporcunun psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Oysa başarı durumunda vücudumuz sürekli mutluluk hormonu endorfin salgılamakta ve böylece sporcu daha istekli daha kendine güvenli daha duyarlı olarak başarıya endekslenmektedir.
                                                          
                                                           Op.Dr.Ercan Atalay
ÖZGÜVENİN GELİŞMESİNDE SPORUN ROLÜ

         Spor; özellikle ergenlik dönemindeki gençlerde artan enerjinin en uygun kanalize edileceği alandır. Ergenlik yaşı gençlerin hayatı boyunca sürdürecekleri alışkanlıkları edinme dönemidir. Gençlerin sağlıklı büyümesi fiziksel aktivite alışkanlığı kazanması için bu dönem çok önemlidir.
         Grup sporları gencin sportif yeteneklerinin farkına varmasına bedensel zihinsel ve sosyal gelişimine yardımcı olur. Genç kendi yeteneklerini keşfederken başkaları ile kendini kıyaslamaya ve geliştirmeye başlar. Aktif spor yapan bir genç bir gruba ait olma toplumsallaşma ve kurallara uyma gibi etkileşimler edinerek sporda başarılı olma ve özgüven kazanmaya başlar. Bu şekilde pozitif etkilenen genç kötü alışkanlıklardan kurtulmaya ve davranışlarını düzeltmeye başlar. Böylece spor tedavi edici rol oynamış olur.
         Spor yapmayan bir gence göre spor yapan bir gencin oksijen kapasitesi daha fazla olacağı için daha fazla oksijen alan beyin daha hızlı ve iyi gelişir. Özgüven duygusu istenilen davranışı başarı ile sergileyebilme inancıdır. Spor alışkanlığı ile özgüveni gelişen gençte başarma konusunda yüksek motivasyon ve sportif istek gelişir.
         Sonuç olarak her kademedeki özel ve tüzel kişiler gençlere özgüvenlerini geliştirmek, yeteneklerini keşfetmek ve sosyal olmasını sağlamak için spor yapma olanağı sağlanmalıdır.


                                                                                       Op. Dr. Ercan ATALAY

ANTRENMAN YORGUNLUĞU


 
Antrenman bir sporcunun kendi en yüksek verimine hızla ulaşabilmesi ve sportif özelliklerini geliştirebilmesi için planlı bir biçimde yaptığı teknik taktik psikolojik ve zihinsel çalışmalarının tümüdür. Sporcuyu antrenmalarla belirli bir seviyeye getirmek onda var olan anatomik ve fizyolojik özellikleri yeteneğine becerisine algılama gücüne ve isteğine göre sistemli bir şekilde çalışmaya bağlıdır.
Sporcunun yüksek kapasiteye ulaşabilmesi için antrenmanlarla organizmaya yüklenme yapılmalıdır. Ancak burada yüklenmenin şiddeti yüklenmenin sıklığı kapasitesi ve kapsamı ve sporcunun dinlenebilmesi için yüklenmelere verilmesi gereken ara çok önemlidir.
Sporcularda yoğun antrenman ve maç dönemlerinde görülen kapasite azalması aşırı egzersiz stresine bağlıdır. Sporcuda yüksek düzeyde antrenman yapılmasına rağmen performans düşüklüğü görülür. Bu tür sporcularda genel bir yorgunluk ve uyum sağlayamama bulguları görülür. Normal bir antrenman proğramı içerisinde yapılan her egzersize karşı vücutta bir cevapğ oluşur. Ve sonuçta azda olsa bir yorgunluk meydana gelir. Antrenmalı bir sporcu bu yorgunluğu 12-24 saat içerisinde atar. Eğer bu temel düşünce üzerinden egzersizlere devam edilir ise zaman içerisinde sporcunun teknik taktik performansında gelişme olur. Bu durum antrenmanın olumlu etkisi olarak yansır. Ancak antrenman periyotları çok sık çok siddetli ve uzun süreli ise her antrenmandan sonra yorgunluk artmaya başlar ve sonuçta performan azalması görülür. Sporcudaki bu hale antrenman yorgunluğu denir. Bu durumdaki bir sporcuda sanki antrenmansızmış gibi çok yüksek bir kalp atım hızı antrenman sonrası nabız sayısının normale çok geç düşmesi yüksek laktik asit düzeyi ve çok düşük sportif başarı görülür. Antrenman ve maç proğramındaki artış ve stres bu durumun başlıca sebebidir. Antrenman yorgunluğu ilke olarak performans kapasitesindeki azalma ile görülür. Ancak performans azalması kişisel ve çevresel nedenlare de bağlıda olabilir.
Antrenman yorgunluğunu yeni antrenman programları yaparak ve yenilenme periyotlarını arttırarak azaltmak gerekiyor. Her antrenman sürecinin sonunda uygun bir yenilenme süresi ve karbonhidraddan zengin bir diyetle geri dönüş sağlanmalıdır.
Antrenman yorgunluğundan korunmak için her sporcuya uygun antrenman düzeyleri belirlenmeli iki antrenman arası iyi dinlendirilmeli. Nekadar çok yoğuklukta çalışırsanız o kadar çok antrenman yorgunluğu gelişir.

Op.Dr.Ercan ATALAY