24 Aralık 2011 Cumartesi

AVRUPA TEKERLEKLİ BASKETBOL ŞAMPİYONASI

05-15 Ekim 2009 tarihleri arasında adana’ da oynanacak olan Avrupa tekerlekli basketbol şampiyonası bugün akşam taş köprüde yapılacak olan açılış şöleni ile başlıyor. Tekerlekli sandalye basketbolu çok yüksek bir fizik kondisyonu gerektirir. Tekerlekli sandalye ile birlikte sürekli yer değiştirmek ve teknik beceri ister. Normal basketbol sahasında ve benzer kurallarla oynanır. Normal basketboldaki hatalı yürüme gibi tekerlekli basketbolunda topu sektirmeden veya elinden çıkarmadan sandalye tekerine ikinci defa dokunamazsın ve sahadaki hareketi arttırmak için üç defans iki pivotla oynanır. Bugünkü yazımızda Avrupa tekerlekli basketbol şampiyonası gibi büyük bir spor organizasyonun ülkemiz ve şehrimize olacak olan katkısından bahsedeceğiz. Spor organizasyonları ekonomik olarak üçüncü büyük sektördür. Ülkeler bu tür organizasyonları kendilerine alabilmek için 5-10 yıl öncesinden hazırlık yapmaya başlayıp en üst düzeyde siyasi ve ekonomik reklam yapmaktadır. Bu tür büyük organizasyonların yapıldığı ülke ve şehir en az bir yıl tüm Avrupa basının da gündemde kalmaktadır. Bir ülkenin veya yörenin gelişmişliğini gösteren bir takım kriterler vardır. Bu kriterlerden birisi o ülke ve şehirdeki spor tesisi, spor yapan kişi sayısı ve engelli kişilere sağlanan yaşam ortamıdır. Yani engelli sporcu otobüse binerken, spor sahasına giderken, arabasını park ederken zorlanmıyor ise hayatın içinde olup engelli için gerekli şartlar sağlanmış demektir. Adana’mız bu şampiyona dolayısı ile bir takım eksikliklerini gidererek salon ve ulaşım şartları açısından engelli sporculara engel olmayacak hale getirilmiştir. Engellilerin engelini kaldıran bir düşünce yapısı engelli sporu ve turizm açısından Adana’mıza katkı sağlayacaktır. Engellilik terimi kişinin toplum yaşamında öteki insanlarla eşit olarak yer alma olanağının kaybolduğu ya da kısıtlandığı anlamına gelir. Engelli sporcu toplum içinde kabul gördüğünü ve önemsendiğini hissettiği anda her yönüyle eşit tam bir toplumsal birey olmuş demektir. Engelli sporcularımıza tam bir toplumsal birey olduklarını Avrupa tekerlekli basketbol şampiyonası sürecinde salonları doldurarak ve yurt dışından gelen kafilelere şehrin sosyal hayatını en iyi şekilde göstererek engellerin kaktığını göstermemiz gerekir. On iki Avrupa ülkesinden katılacak olan iki yüz civarında sporcu ve bir o kadar idareci ve basın mensubu ile adana tekerlekli basketbolda bir merkez olma yolunda sınavdan geçmektedir. Sosyal ve ekonomik çalkantılar yaşayan ülkemizde bu tür organizasyonların giderek çoğalması her açıdan ülkemiz için faydalı olacaktır. Şampiyona boyunca engelli basketbolcularımızın antrenman ve maçları izlendiğinde yüzlerindeki ‘sporcu yüzü’ ifadesi görülecektir ki, bu durum engellerin aşıldığı artık bir sporcu olarak yaşandığı anlamına gelir bu ise engelli sporlarında hedeflenen durumdur.
       
                                                       Op. Dr. Ercan ATALAY ercanatalaydr@hotmail.com

KIŞ SAKATLANMALARINDAN KORUNMA


Son yıllarda kış sporlarına yapılan yatırımların artması beraberinde kış spor yaralanmalarını da getirmiştir. Amatör veya profesyonel spor yapanlarda üst düzey performans beklentisi bilinçsizce yapılan egzersizler uygun olmayan malzeme kullanımı ve uygun olmayan hava şartları spordan yaralanma riskini arttırmaktadır. Kış sporlarına yeni başlayanlar tatil dönemlerinde bu sporu yapmaya çalışanlar vücutları hazır olmadan antrenman sayısında ani artış yapanlar daha çok sakatlanmaktadır..
Kış sakatlanmaları genel olarak üç grupta yer alır. Bunlar çevresel faktörler travma ve aşırı zorlanmaya bağlı olan sportif yaralanmalardır. Çevresel faktör olarak soğuk havalarda görülen sakatlanmalar daha çok kas-tendon yaralanmalarıdır. Özellikle orta yaştaki amatör ruhlu sporcularda kas ve tendonların yeterince kasılabilmesi soğuk havalarda mümkün olmamaktadır. Bunun için soğuk havalarda ısınma egzersizlerinin çok iyi yapılması ve vücut ısısını koruyacak şekilde giyinilmesi gerekir.
Kışın en çok yapılan spor kayak olduğundan kaymaya bağlı travma tik diz yaralanmaları en çok görülen sakatlanma tipidir. Kayak sporunda ayak bileği korunaklı olduğundan el bileği kaburga omurga kırıkları kafa travmaları çok görülür. Aşırı zorlanmalara bağlı sık-sık düşme yaralanmaları arttırmaktadır. Kayak yüksek yaralanma riskli bir spordur. Iyi hazırlanarak ve doğru yardımcı ekipman kullanarak bu sporu yapmak gerekir.
Her tür sportif aktivite eğitiminde sportif yaralanmalardan korunma öğretilmelidir. Bunun için yapılması gereken ilk şey sakatlanmanın nasıl ortaya çıktığının öğrenilmesidir. İyi bir sporcu olabilmek için sakatlanmadan düşebilmeyi öğrenmek gerekir. Önceden hazırlanarak ve önlem alınarak çoğu sportif yaralanmalar engellenebilir veya aza indirgenebilir. Özellikle kış sporlarında doğru teknikleri öğrenmek doğru malzeme kullanmak gerekir. Vücudumuzun neler yapabileceğini bilerek sınırları zorlamamak gerekir. Kış sporlarında ısınma ve soğuma egzersizlerinin çok iyi yapılması ve karbonhidrat ağırlıklı beslenilmesi gerekir.

FUTBOLDA DEVRE ARASI TESTLERİ


Türkiye Futbol Liglerinin geç başlaması ve haftada iki maç yapılarak birinci yarının tamamlanması futbolculara bir nefes aldıracaktır. Ancak ikinci yarı planlaması yapılırken sporcuların fizyolojik durumları iyi incelenmeli ve performans testleri yapılmalıdır.
Futbol doğası gereği yüksek yoğunlukta egzersizler gerektiren bir spordur. Futbol aerobik ve anaerobik güç kas kuvveti esneklik ve beceriyi içeren kombine bir oyundur. Sporcunun oyun içerisindeki pozisyonunu sitili bu bileşenlere bağlı olarak tespit edilmektedir. Antrenörler antrenman planlaması ve maç hedeflerini bu verilere göre hesaplarlar. Birçok spor dalında performans sporcunun sağlık durumuna genetik yapısına ve sportif yeteneğine bağlı olarak gelişebilmektedir.
Bir sporcunun aerobik güç anaerobik güç laktak eşiği ve kas kuvveti oyuncunun bireysel antrenman planlanmasında ve performans durumunun belirlenmesinde önemli bir göstergedir. Sporcuların sezon boyunca üst düzeyde performans sergilemeleri yüklenme beslenme dinlenme ve motivasyon ilişkisine bağlıdır.
Maksimal aerobik güç yorucu bir antrenman esnasında vücudun kullandığı en yüksek oksijen miktarıdır. Bir sporcunun aerobik gücünün belirlenmesi toparlanabilmesi ve yüksek yoğunluktaki maçlar esnasında enerjisinin doksan dakikaya yayılması açısından önemlidir. Sporcunun bu gücünü bilmek ona göre antrene etmek gerekir. Futbol maçı esnasında kullanılan enerjini çoğu oksijenli güçtür.
Sporculardaki kas kuvveti bir şiddete bir dirence karşı kas kuvvetlerinin ortaya koyduğu güç miktarı olarak tanımlanır. Kas kuvveti fizyolojik performans göstergesi olduğu kadar sakatlanma riskinin azaltma açısından da çok önemlidir.  Bir futbol maçı esnasında hızlı dönmeler ani deparlar ve sıçramalar futbola özel teknik beceriler ister. Bu hareketlerde büyük kas gruplarına aşırı yük binmektedir. Dolayısı ile kas kuvveti çok önemlidir.
Laktak testi egzersiz sırasında sporcunun kanındaki laktik asit seviyesi takip edilerek sporcunun dayanıklılığını gösteren önemli bir testtir. Sporcunun dinlenme periyotların da kanındaki laktik asit seviyesi ne kadar hızla düşüyor ise o sporcu o kadar hızlı toparlanıyor demektir. Laktak eşiğinin belirlenmesi bir sporcunun aerobik dayanıklılığını gösterir.  Tekrarlanan yoğun egzersiz dönemlerinden sonra toparlanabilme yeteneğinin de ölçülmesi gerekir.
Futbolcular oyunun fiziksel teknik ve taktik gereğini yerine getirebilmek için hızlanma yeteneğine sahip olmalıdır. Bir maç esnasında bir futbolcu beş saniye içerisinde otuz metre bir deparı gerçekleştirebilmelidir. Bu tür kısa mesafeli koşularda gereken enerji anaerobik (oksijensiz) yollarla sağlanmaktadır. Bu patlama kapasitesinin ölçümü futbolda çok önemlidir.
Sportif testlerde amaç her sporcuyu aynı seviyeye getirmek değil sporcunun özelliklerine göre ondan en yüksek performansı sağlayacak şekilde antrene etmektir.
Op. Dr. Ercan ATALAY
24.12.2011

24 Nisan 2011 Pazar

BOTAŞSPOR FİNAL YOLUNDA


               Türkiye'de spor denince akla ilk olarak futbol gelmektedir. Oysa  Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da basketbol çok sevilen ve geniş bir izleyici kitlesi bulunan bir spor dalıdır.1900'lü yılların başından  beri ülkemizde oynanan basketbol son yirmi yılda futboldan daha çok ilerleme kaydetmiştir.
                Botaşspor;gençlerin spora olan ilgisini izleyici düzeyinden ileriye taşımak spor sevgisini yerleştirmek ve gençlerimizin hayatında fark yaratabilmek için yirmi yıldan bu yana sosyal sorumluluk işlevini başarıyla yerine getirmektedir.Gençlerin fiziksel ve sosyo-kültürel gelişmesinde katkıda bulunmak ve sportif yatırımların sosyal sorumluluk bilinci içerisinde çağdaş gelişmelere uygun olarak geliştirmek ve yaymak Botaşspor'un ana misyonu olmuştur.
              1984 yılında Yumurtalık Botaş petrol dolum tesislerinde çalışanların ve çocuklarının spor yapmaları amacı ile kurulan Botaşspor Kadın Basketbol Takımı 1989 yılından itibaren birçok başarıya imza atarak yöremizde ve ülke genelinde genç bayan sporculara ve spor kulüplerine rol model  olmuştur.Rol model  (public figure)denilen özellik  sporda gençleri hedef kitleleri yönlendirmek özendirmek için kullanılan bir deyimdir. Kadın basketbolunun geldiği nokta gözönünde bulundurulursa Botaşspor  birçok alanda rol model olmuştur.
                Hatırlanacağı gibi yakın geçmişte Botaşspor kapanma noktasına gelmişti. Altyapı organizasyonlarının güçlü olması kendi sporcusunu kendisinin yetiştirmesi spor camiası ve bölge halkından toplumsal sorumluluk bilinci içerisinde destek görmesi Botaş Bayan Basketbol Takımının yaşamasında ve başarısındaki temel yapı taşı olmuştur. Gelinen nokta altyapılar okul takımları spor okulları gibi herşeyi ile tam bir spor kulübü olup bugün spor mentörleri ile çalışan oyuncularına dil eğitimi  aldıran çağdaş bir kulüp yapısındadır.
                 Dünyada ve Türkiye'de son yıllarda müessese kulüpleri yaptıkları sportif yatırımlarla sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde toplumsal gelişmeye katkı sağlamaktadır. Bir müessese kulübü olarak Botaşspor Kadın Basketbol Takımının her sezon başa oynamasında en büyük özellik kendi yetiştirdiği gençlere ve altyapıya çok önem vermesidir.Her sene A takımında enaz üç genç oyuncu bulunmaktadır.Bugün basketbol liglerinde  oyuncu ve antrenör olarak Botaşta yetişmiş birçok sporcu  mevcuttur Takım ruhu özgüven ve disiplin değerlerinin ön planda olduğu Botaşspor'da istikrar uzun yıllardır devam etmektedir.
                Spor kulüplerinin spor aracılığı ile topluma gösterdiği sorumluluğu ve sağladığı faydayı görmek gerekir.Bu manada Türkiye'de sporun gelişmesine katkı sağlayan şirketlerin ve kulüplerin biraraya gelerek ortak sorumluluk bilincini arttırmalarına taraftar gruplarının da katılması statlarda ve salonlarda şiddet olaylarının engellenmesine katkı koyacaktır.
                 Botaşspor Kadın Basketbol Takımı bu sezon  Play-Off'da yarı finale kalarak tarihi misyonuna yakışır bir şekilde başarılı olmuştur. Final yolunda çarşamba günü Adnan Menderes spor salonunda oynanacak Fenerbahçe maçında tüm Adanalı sporseverler Botaşspor'a destek sağlamalıdır.
                                                                                 Op.Dr.Ercan ATALAY
                                                                                     03/04/2011
                                                                                  

                                                                                
FUTBOLDA TÜKENMİŞLİK SENDROMU

            Futbolda sezon sonu yaklaştıkça milyonlarca taraftarı olan büyük kulüplerin başarısızlığı sevenlerini üzmektedir. En iyisini yapmaya ve sürekli başarıya odaklanmış sporcularda görülen mükemmeliyetçilik isteği sporcuyu yormaktadır.
Tükenmişlik sendromunun başlıca sebebi beklentiler ile gerçekler arasındaki uyumsuzluğun fazla olmasıdır. Tükenmişlik sendromu sporcuda kurumlarda antrenörlerde ve taraftarlarda görülebilir. Çünkü spor kazanma ve kaybetme duygularının yoğun yaşandığı rekabetçi bir ortamdır. Bu sendrom bir gecede ortaya çıkan bir durum değildir. Bununla ilgili sinyalleri doğru algılamak ve farkındalık yaratmak gerekir.
Tükenmişlik sendromu sporcuda yoğun baskı sonucu gelişebilen fiziksel ve duygusal bir çöküntü halidir. Elit bir sporcuda görülen bu durum duygusal tükenme – duyarsızlaşma ve kişisel başarı eksikliği olarak sınıflandırılır. Duygusal tükenmişlik de sporcu enerjisinin ve duygusal kaynaklarının tükendiğini hisseder. Duyarsızlaşma, duygusal tükenme sonucu sporcu çevreye sportif aktiviteye karşı duyarsız ve isteksiz olur. Tüm bunların sonucu sporcuda yetersizlik başarısızlık kendini yeterli görmeme duygusu gelişir. Başarısız olma duygusu yıpranma enerji ve gücün azalması sporcunun iç kaynaklarının tükenmesi şeklinde algılanmalıdır..
Tükenmişlik sendromunun fiziksel psikolojik davranışsal belirtileri vardır. Yoğun ve stresli bir ortamda sporcular da.fiziksel bitkinlik uzun süreli yorgunluk çaresizlik umutsuzluk duyguların yapılan sportif aktiviteye ve çevreye olumsuz yansıma görülür. Tükenen sporcuda kronik bir yorgunluk ve yetersizlik duygusu gelişmektedir.
            Sporcunun moral motivasyonunu kaybetmesi ile ilgisizlik aşırı sinirlilik yaptığı sportif aktiviteden zevk almayan daha iyisini yapabilmek için çaba harcamayan bir sporcu tipi ortaya
çıkmaktadır.
            Tükenmişlik sendromu söz konusu ise istirahat – antrenman şeklinin değiştirilmesi yüzmek değişik konularda sohbet süresini arttırmak gibi rutin dışı aktiviteler yapmak gerekir.
            Sürekli aynı başarısızlık sporcunun psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Oysa başarı durumunda vücudumuz sürekli mutluluk hormonu endorfin salgılamakta ve böylece sporcu daha istekli daha kendine güvenli daha duyarlı olarak başarıya endekslenmektedir.
                                                          
                                                           Op.Dr.Ercan Atalay
ÖZGÜVENİN GELİŞMESİNDE SPORUN ROLÜ

         Spor; özellikle ergenlik dönemindeki gençlerde artan enerjinin en uygun kanalize edileceği alandır. Ergenlik yaşı gençlerin hayatı boyunca sürdürecekleri alışkanlıkları edinme dönemidir. Gençlerin sağlıklı büyümesi fiziksel aktivite alışkanlığı kazanması için bu dönem çok önemlidir.
         Grup sporları gencin sportif yeteneklerinin farkına varmasına bedensel zihinsel ve sosyal gelişimine yardımcı olur. Genç kendi yeteneklerini keşfederken başkaları ile kendini kıyaslamaya ve geliştirmeye başlar. Aktif spor yapan bir genç bir gruba ait olma toplumsallaşma ve kurallara uyma gibi etkileşimler edinerek sporda başarılı olma ve özgüven kazanmaya başlar. Bu şekilde pozitif etkilenen genç kötü alışkanlıklardan kurtulmaya ve davranışlarını düzeltmeye başlar. Böylece spor tedavi edici rol oynamış olur.
         Spor yapmayan bir gence göre spor yapan bir gencin oksijen kapasitesi daha fazla olacağı için daha fazla oksijen alan beyin daha hızlı ve iyi gelişir. Özgüven duygusu istenilen davranışı başarı ile sergileyebilme inancıdır. Spor alışkanlığı ile özgüveni gelişen gençte başarma konusunda yüksek motivasyon ve sportif istek gelişir.
         Sonuç olarak her kademedeki özel ve tüzel kişiler gençlere özgüvenlerini geliştirmek, yeteneklerini keşfetmek ve sosyal olmasını sağlamak için spor yapma olanağı sağlanmalıdır.


                                                                                       Op. Dr. Ercan ATALAY

ANTRENMAN YORGUNLUĞU


 
Antrenman bir sporcunun kendi en yüksek verimine hızla ulaşabilmesi ve sportif özelliklerini geliştirebilmesi için planlı bir biçimde yaptığı teknik taktik psikolojik ve zihinsel çalışmalarının tümüdür. Sporcuyu antrenmalarla belirli bir seviyeye getirmek onda var olan anatomik ve fizyolojik özellikleri yeteneğine becerisine algılama gücüne ve isteğine göre sistemli bir şekilde çalışmaya bağlıdır.
Sporcunun yüksek kapasiteye ulaşabilmesi için antrenmanlarla organizmaya yüklenme yapılmalıdır. Ancak burada yüklenmenin şiddeti yüklenmenin sıklığı kapasitesi ve kapsamı ve sporcunun dinlenebilmesi için yüklenmelere verilmesi gereken ara çok önemlidir.
Sporcularda yoğun antrenman ve maç dönemlerinde görülen kapasite azalması aşırı egzersiz stresine bağlıdır. Sporcuda yüksek düzeyde antrenman yapılmasına rağmen performans düşüklüğü görülür. Bu tür sporcularda genel bir yorgunluk ve uyum sağlayamama bulguları görülür. Normal bir antrenman proğramı içerisinde yapılan her egzersize karşı vücutta bir cevapğ oluşur. Ve sonuçta azda olsa bir yorgunluk meydana gelir. Antrenmalı bir sporcu bu yorgunluğu 12-24 saat içerisinde atar. Eğer bu temel düşünce üzerinden egzersizlere devam edilir ise zaman içerisinde sporcunun teknik taktik performansında gelişme olur. Bu durum antrenmanın olumlu etkisi olarak yansır. Ancak antrenman periyotları çok sık çok siddetli ve uzun süreli ise her antrenmandan sonra yorgunluk artmaya başlar ve sonuçta performan azalması görülür. Sporcudaki bu hale antrenman yorgunluğu denir. Bu durumdaki bir sporcuda sanki antrenmansızmış gibi çok yüksek bir kalp atım hızı antrenman sonrası nabız sayısının normale çok geç düşmesi yüksek laktik asit düzeyi ve çok düşük sportif başarı görülür. Antrenman ve maç proğramındaki artış ve stres bu durumun başlıca sebebidir. Antrenman yorgunluğu ilke olarak performans kapasitesindeki azalma ile görülür. Ancak performans azalması kişisel ve çevresel nedenlare de bağlıda olabilir.
Antrenman yorgunluğunu yeni antrenman programları yaparak ve yenilenme periyotlarını arttırarak azaltmak gerekiyor. Her antrenman sürecinin sonunda uygun bir yenilenme süresi ve karbonhidraddan zengin bir diyetle geri dönüş sağlanmalıdır.
Antrenman yorgunluğundan korunmak için her sporcuya uygun antrenman düzeyleri belirlenmeli iki antrenman arası iyi dinlendirilmeli. Nekadar çok yoğuklukta çalışırsanız o kadar çok antrenman yorgunluğu gelişir.

Op.Dr.Ercan ATALAY